12 Nisan 2010 Pazartesi

WABİ, SABİ



Kimileri evrende her şeyin mükemmel bir düzene göre işlediğine inanır. Bu inanca sahip olanlar ister istemez kendi hayatlarındaki herkesin ve her şeyin ve tabii kendilerinin de mükemmel olması gerektiğini düşünürler. Tabii hayal kırıklığı, öfke ve umutsuzluk onları köşe başında bekler.
Asyalı ressamların tomarlarından fırlamış patlak gözlü, haşarı bir cin gelip mükemmelik tutkusu olanlara kötü bir haber verecek olsa, şunu söyleyebilirdi: Evrende her şey her zaman “mükemmel” işlemiyor olabilir. Ya da bizim mükemmellikten anladığımız şeyden farklı şekilde işliyor olabilir.
Japon çömlekçi ustaları, yaptıkları çanak çömleği pürüzsüz, çatlaksız, dengeli boyanmış, düzgün bir formda şekillendirme yeteneğine sahip oldukları halde, çömleğin bir yerinde kasıtlı olarak kusur veya düzensizlik çağrıştıran bir iz bırakırlar. Bunu alçakgönüllülük göstergesi olarak yorumlayanlar olsa da, Japon ustalar aslında daha derin ve önemli bir gerçeğe işaret etmek isterler: Karşımıza çıkan her varlıkta ve yaşadığımız her olayda çömleğin kenarındaki o küçük çatlağın yarattığı eksikliği, kusurluluğu görebiliriz. Kimileri buna katlanamaz, çünkü o varlık ya da yaşantıyla karşılaşmadan önce, zihinlerinde bazı kurgular yaratmış, iyimser hayaller kurmuş olurlar. Eskiden bu tip hayallere hüsn-ü kuruntu adını verirlermiş.Bunu farkında olmadan herkes yapar. Ama gerçeğin hüsn-ü kuruntularına denk düşmemesine katlanamayanlar, bu işi biraz abartır.
Hayalleri kırılınca, hınzır cinler köşelerinden kıs kıs gülerken öfkeden ve umutsuzluktan deliye dönenler, kendilerini yiyenler Japon çömlekçilerin eserlerini ya da Michaelangelo’nun kusursuz güzellikteki Davut heykelinin saçlarını hatırlasalar... Ya da endüstri çağından fazla uzaklaşmadan, insan hatalarını önlemek amacıyla mühendislik hesaplarıyla tasarlanmış ve “el değmeden” makinelerle üretilmiş olmalarına karşın, endüstri ürünleri arasından mutlaka çıkan “üretim hatalı” örnekleri düşünseler... dünya onlar için daha katlanılabilir bir yer olurdu.
Bir sonraki adımda, çömlekteki küçük çatlağa sadece katlanmak ve kabullenmekle kalmayıp, ona şefkat göstermek de çok zor değil. Tabii şefkat (metta) göstermenin dereceleri ve farklı biçimleri olduğunu unutmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder