20 Nisan 2010 Salı

Chan, Kinhin ve Doğada Yürüyüş Sanatı




Sankritçe “Dhyana” kelimesiyle ifade edilen etkinlik, Çincede “chan” olarak anılıyor. Batı dillerine yetersiz bir şekilde “meditasyon” olarak çevrilen bu kelimenin Japoncadaki karşılığı olan “zen”, Japon kültürünün dünya çapında daha popüler olması nedeniyle daha fazla kişice biliniyor.

Chan dini bir ritüel veya ibadet şekli değildir. Çok farklı yöntemler kullanılarak farklı amaçlara yönelebilir.
chan uygulamasında, lotus oturuşu adı verilen özel bir şekilde bağdaş kurarak oturmayı gerektiren yöntem popüler kültürde en çok bilineni olsa da, tek yöntem değildir. Kişinin sadece kendi nefes alıp verişine odaklanarak, alıştığı biçimde hareketsiz ve sessiz kalarak oturması yöntemiyle yapılan chan, en yaygın uygulamadır. Bunu yaparken gözlerimizi yarı aralık bırakarak karşımızdaki yakın bir noktaya bakarız.

Chan uygularken zihnimizin geçmişe ya da geleceğe ilişkin düşüncelere ve duygulanımlara dalması, başka bir zaman ve mekanda olmayı arzulaması olağandır. Batılı chan uygulayıcılarınca (Alice Harikalar Diyarında öyküsüne gönderme yaparak) “tavşan delikleri” olarak anılan bu düşüncelere ve duygulanımlara direnmek, onları bastırmaya çalışmak doğru olmadığı gibi, faydasızdır. Çinli uygulayıcılarsa, eğitilmemiş insan zihnini daldan dala atlayan bir maymuna benzetirler. Zihnimizi chan’e geri getirmek için tek yapmamız gereken, sözkonusu düşünce ve duygulanımları hayali bir not defterine not ettiğimizi düşünerek, zihnimizi yeniden içinde bulunduğumuz an ve mekana geri getirmek ve nefesimize odaklanmaktır. Amacımız zihnimizi tamamen boş hale getirmektir.

Maymun zihninin alışkanlıkları, bir işi mümkün olduğu kadar hızlıca ve fazla özen göstermeden yapıp bir sonraki aşamaya geçmek yönündedir ve bu zihin belirli bir yer ve anda kalmaktan kaçınarak hayal aleminde dolaşır. Ayrıca bencil maymun zihni, – tüm bencil olmayan maymunları tenzih ederim :)– mutlaka maddi ya da gayrı maddi bir şeyi elde etme, sahip olma, kaybetmemek için uğraşma, kendisini onaylatma, doğrulatma vb. vb... peşindedir. Bu bağımlı zihin durumu insanı köleliğe, mutsuzluğa ve huzursuzluğa iter. chan bu alışkanlıkları değiştirmeyi gerektirir ve gayrı maddi bile olsa bir şeylerin peşinden koşmaktan özgürleşmeyi ve böylece mutsuzluktan kurtulmayı içerir.

Chan uygulamasında zihni boş kılmayı başardıktan sonra çevredeki uyaranları (sesleri, hareketleri vb.) izleyebiliriz. Bu uyaranları izlerken zihnimizin onları yorumlama ve yargılama etkinliğine girişmemesini amaçlar, olası yorum ve yargılar zihnimizde belirdiğinde, bunları yine hayali not defterimize not ederiz.
Nefes alıp verme yöntemimiz de farklı chan uygulaması anlayışlarına göre değişir. Bir yöntem, içimizden 8’e kadar sayarken yavaşça önce ciğerlerimizin üst kısmını, sonra göğüs kafesinin altında yer alan diyafram kasımızı dolduracak şekilde nefes alırız. Diyaframımızın göbek deliğinin 4-5 santim altında yer alan tanden noktasına kadar genişlemesini sağlarız. Nefesimizi üç saniye kadar tuttuktan sonra yine sekize kadar sayarak yavaşça dışarı veririz. Her nefes verişte kaslarımızı alnımızdan başlayarak ayak ucumuza kadar birer birer sırayla gevşetiriz. chan uygularken nefes borumuzun doğal konumda olması için, omurgamızı kuyruk sokumumuzdan ense köküne kadar doğal şekilde dik tutmaya özen gösteririz. Bu amaçla bir yastıktan da yararlanabiliriz. Önemli olan kendimizi gergin hissetmemek ve bedenimizdeki doğal süreçlerin akışına izin vermektir.

Ancak chan uygularken uzun süre hareketsiz oturmak, kan dolaşımında, eklemlerde ve kaslarda rahatsızlıklara neden olduğuı için, hareketli chan uygulamaları da geliştirilmiştir. Tai chi bu uygulamalardan biridir. Japonların kinhin adını verdikleri yürüyüş meditasyonu da bu uygulamalardandır. Hatta kişilerin temizlik, yemek pişirme vb. gibi düzenli teknik hareketler içeren gündelik işlerini yaparken, chan uygulaması mümkündür. Savaş sanatlarını öğrenenler de kataları (egzersizleri) tekrarlarken chan uygularlar. Hareketli chan uygulamasında dikkat edilmesi gereken en önemli şey, acele etmemek, belirli bir anda yapılması gereken harekete yoğunlaşarak hareketleri tam ve doğru olarak yapmaktır. Yaptığımız işin basit ve önemsiz olduğu yanılsamasına kapılmadan, o işi elimizden gelen en mükemmel şekliyle, detaylara dikkat ederek yapmaya çalışırız. Bu tüm sanatsal etkinliklerde de uygulanabilecek bir yöntemdir ve tüm gerçek sanatçılar farkında olarak ya da olmadan chan uygularlar.

“Doğada yürüyüş sanatı”nı icra ederken de chan uygulamak mümkündür. Nefes alıp vermeye, teknik olarak doğru şekilde yürümeye ve baton kullanımına odaklanarak, zihni şimdiki ana ve mekana getirip boş konuma getiririz. Sonraki adımda çevredeki uyaranları yukarıda açıklandığı şekilde izleriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder