11 Kasım 2011 Cuma

Joanna Macy

Joanna Macy Hakkında
Joanna Macy Hakkında
Eko-filozof Joanna Macy, genel sistem teorisi, Budizm ve derin ekoloji alanlarında doktora derecesi almış bir akademisyendir. Barış, adalet ve ekoloji hareketlerinde saygın bir yeri olan Macy, elli yıldır aktivist ve akademisyen kimliğini birlikte yürütmektedir. “Yeniden Birleştiren Çalışma” adı altında yürüttüğü atölye çalışmalarının yaratıcısı ve eğitmeni olarak, kişisel ve toplumsal gelişme için çığır açan bir teorik altyapı ve aynı zamanda uygulama yöntemleri ortaya koymuştur.
Geniş bir alana yayılan çalışmaları nükleer çağın psikolojik ve spiritüel alandaki önemli konularını, ekolojik bilinç geliştirmeyi, Budist felsefe ve çağdaş bilim arasındaki verimli uyumu kapsamaktadır. Bu çalışmaların değişik boyutları, Nükleer Çağda Umutsuzluk ve Kişisel Güç, (New Society Publishers, 1983); Dharma ve Gelişim (Kumarian Press, 1985); Bir Dağ Gibi Düşünmek (John Seed, Pat Fleming, ve Arne Naessile birlikte; New Society Publishers, 1988; New Society/ New Catalyst, 2007); Budizmde ve Genel Sistem Teorisinde Karşılıklı Nedensellik (SUNY Press, 1991); Rilke'nin Saatler Kitabı (1996, 2005) ve Ölümlülüğe Övgü (2004) ( Anita Barrows'la birlikte, Riverhead); Hayata Dönüş: Hayatlarımızı ve Dünyamızı Yeniden Birleştiren Uygulamalar (Molly Young Brown'la birlikte, New Society Publishers, 1998); Joanna'nın anıları Genişleyen Halkalar başlığı altında (New Society, 2000); Aşık ve Benlik olarak Dünya (Parallax Press, 2007), Rilke ile Bir Yıl, (Anita Barrows'la birlikte, Harper One, 2009); Sen de Birine Anlat: Dünyayı Değiştirebilecek Beş Öykü (Norbert Gahbler'la birlikte, Parallax Press, 2010).
Dünyada binlerce insan Joanna'nın atölye ve eğitimlerine katılmıştır. “Yeniden Birleştiren Çalışma” olarak bilinen grup yöntemleri okullarda, kiliselerde, sivil toplum örgütlerinde benimsenmiş ve uygulanmıştır. Çalışmaları, insanlara “Endüstriyel Büyümeye Dayalı Toplum”un yolaçtığı devasa sosyal ve ekolojik krizler karşısında umutsuzluğu ve duygusal tükenmişliği yapıcılık ve işbirliği çerçevesinde eyleme dönüştürmeleri için yardımcı olmaktadır. Dünyayı yaşayan bedenimizin genişleyen bir uzantısı olarak yeni bir gözle görmeyi, şimdiki zamanda dünya üzerindeki yaşamın sürmesini tehlikeye düşüren varsayım ve tutumlardan kurtulmamızı sağlayacak yollar önermektedir. Joanna Kuzey ve Güney Amerika'da, Avrupa, Asya ve Avustralya'da ders vermeye, atölye ve eğitim çalışmaları yapmaya devam etmektedir. Çocukları ve torunlarıyla Berkeley, California'da yaşamaktadır.
Değer Bilmekle Başlayın
Joanna bizi, “yeniden birleştiren çalışmanın sarmalı” olarak adlandırdığı bir kavramla tanıştırıyor: Varlığımızı açabileceğimiz bir içsel gücümüz varsa bu açılmanın ilk adımı ne olabilir? Joanna için ilk adım değer bilmektir. Güneşin sıcaklığı, sokakta oynayan çocukların gülüşleri gibi basit görünen şeylerin bile değerini bilmek... Dünyada umutları tüketircesine yanlış giden her şeye karşın, varolabildiğimiz için hayranlık duymak ve bunun değerinin farkına varmak mümkündür. İlk bakışta değer bilmek için olumlu bir olayın varlığı gerekliymiş gibi görünse de, Joanna dış koşullara bağlı olmayan daha derindeki değer bime duygusuna dikat çekmektedir. Sürekli “yeterince iyi olmadığımızı” ve sadece belirli bir ürünü satın alarak durumumuzu düzeltebileceğimizi söyleyen yoğun ve saptırıcı mesajlarla bombardımana tutulmaktayız. Değer bilme uygulaması, Joanna'ya göre tüketim toplumunun “Alışveriş yapıyorum, öyleyse varım” dogmasını inkar eden devrimci bir eylemdir. Bu dogma iki mutsuzluk verici etkiye yol açmaktadır: dünyayı çöple doldurmakta ve bizi kendi iç dünyamızdan, duygularımızdan ve duyarlılığımızdan uzaklaştırmaktdır. Hayatın dostluk, meditasyon, doğaya yakınlık gibi geliştirilebilen ve değeri anlaşılabilen ancak satın alınamayan boyutları vardır.
Joanna duyduğumuz acı ve hoşnutsuzluğu dönüştürücü bir şekilde yeniden tanımlamaya davet ediyor. Öfkeniz, adalete duyduğunuz sevgiden kaynaklanıyor, diyor. Adalete duyduğunuz sevgiyi onurlandırın ve yeniden onaylayın! Hissettiğiniz güçsüzlük duygusunun verdiği üzüntü, herkes için beslediğiniz sevgiden kaynaklanıyor. Üzüntünüzü onurlandırın ve sevginizi yeniden onaylayın! Bu aşamalardan sonra gerçeğe başka bir gözle bakma ve ilerleme aşamaları geliyor ve sarmal tamamlanıyor.
Yeniden Birleştiren Çalışmanın Sarmalı
Dünya için hissettiğimiz acıyla doğrulanan içsel varlığımız, her şeye başka bir gözle bakmamıza yardımcı olur. Kim olduğumuzu, evrenle ve birbirimizle nasıl bağ kurduğumuzu anlamamız için yepyeni bakış açıları sunar. Değiştirmek ve iyileştirmek için sahip olduğumuz gücü anlamaya başlarız. Geçmiş ve gelecek kuşaklarla ve kardeş türlerle yaşayan bağlar geliştirerek güçleniriz.
Sonra tekrar tekrar, bizi çağıran eyleme koşarız. Ne zaman ve nerede mümkünse, bir hedef belirler, plan yapar ve yola koyuluruz. Kusursuz bir tasarım ya da plan yapmayı beklemeyiz, çünkü attığımız her adım yeni bakış açıları ve fırsatlar yaratan öğretmenlerimiz olacaktır. Belirli bir denemede başarılı olamazsak, bulduğumuz deneme ve ders çıkarma fırsatının değerini biliriz. Ve sarmal yeniden başlar. Dünyada bir şeyler yapmak istiyorsak, yüzleşmemiz gereken zorluklar var. Değer bilmek, içten olduğunda gözlerimizi gerçeklere kapatmaz. Tam tersine, yıkım ve trajedi karşısında, özellikle de korktuğumuzda, bir zemin bulmamıza yardım eder. Yapacağımız işler karşısında sakin kalmamızı sağlar.
Bir aktivistin içsel yolculuğu bana birbirini besleyen, birbiriyle bağlantılı dört ardışık aşamadan oluşan bir sarmal gibi görünüyor. Bu dört aşama:
1. değer bilmeye açık olmak,
2. dünya için duyduğumuz acıyı sahiplenmek,
3. yeni bir gözle görmek,
4. ilerlemek.
Aşamalar tıpkı sarmalın dönüşü gibi, sürekli kendilerini tekrarlar ancak sürekli yeni şekillerde. Sarmalın doğası parçalıdır: bir hayat süresini ya da bir tasarıyı ifade edebilir. Aynı zamanda bir gün içinde ya da günde bir kaç defa olabilir. Sarmal değer bilmekle başlar, çünkü bu hiç durmayan çılgınca işleyen zihni sakinleştirir ve onu kaynağına döndürür. Bizi duygudaşlık ve kişisel gücümüzle yeniden birleştirir. Dünyamızda şimdiki anda varolmamıza yardım eder. Ayakları yere basan bir varoluş, dünyamız için taşıdığımız acıyı kabul etmemiz için için gereken psişik açıklığı sağlar.
Bu acıya sahip çıkarak ve deneyimlemeye cesaret ederek, – duygudaşlığın (compassion) asıl anlamı olan – bir başkasıyla birlikte acı çekme kapasitemizi öğrenmiş oluruz. Kalp-zihnimizin enginliğini bilmeye başlarız, bu da korkunun ötesine geçmemize yardımcı olur. Kendi içimizde üzüntüyle bizi dış dünyadan yalıtan şey, dışa açılarak. dünyamızı sevgiliye ve kendimizle bir olan bir varlığa dönüştürerek genişlememize yardım eder.
Kaynaklar: joannamacy.net
Joanna Macy: The Work That Reconnects - Dennis Rivers

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder